21. yüzyıl, bilim tarihinde çığır açan bir dönemdir. Teknolojideki ilerlemeler, büyük veri, yapay zeka ve süper bilgisayarlar sayesinde bilimsel keşifler hızlandı. 2000’lerden itibaren genetik, nörobilim ve fizik alanlarında devrim niteliğinde buluşlar gerçekleşti. Örneğin, Higgs Bozonu’nun 2012’de CERN’de keşfi, parçacık fiziğinin Standart Modelini doğruladı. Ayrıca, uzay araştırmaları SpaceX gibi özel şirketlerle yeni bir boyuta ulaştı.
Kuantum mekaniği, yeni çağda hem teorik hem de pratik alanda büyük ilerlemeler kaydetti. Kuantum dolanıklığı ve süperpozisyon gibi kavramlar, kuantum bilgisayarlarının geliştirilmesine yol açtı. 2019’da Google, kuantum üstünlüğünü (quantum supremacy) iddia etti. Bu teknoloji, şifreleme, malzeme bilimi ve ilaç tasarımı gibi alanlarda devrim yaratma potansiyeline sahip.
Einstein’ın özel ve genel görelilik teorileri, yeni çağda da önemini korudu. 2015’te LIGO, ilk kez kütleçekim dalgalarını tespit ederek genel göreliliğin bir tahminini doğruladı. Bu dalgalar, kara deliklerin ve nötron yıldızlarının çarpışmasından kaynaklanıyordu. Ayrıca, 2019’da Olay Ufku Teleskobu (Event Horizon Telescope) ilk kez bir kara deliğin görüntüsünü yakaladı.
Kozmoloji, evrenin kökeni ve yapısını anlamada büyük adımlar attı. Büyük Patlama teorisi, kozmik mikrodalga arka plan ışıması ve evrenin hızlanarak genişlediği keşfiyle desteklendi. James Webb Uzay Teleskobu (2021’de fırlatıldı), evrenin ilk galaksilerini ve yıldız oluşumlarını gözlemleyerek kozmolojiye yeni bir pencere açtı. Karanlık madde ve karanlık enerji ise hâlâ çözülmeyi bekleyen gizemler.