1. İslam Dünyasında Bilim (8–13. yy)
Abbasîlerin başkenti Bağdat’ta kurulan Beytül Hikme (Bilgelik Evi), dönemin en önemli bilim merkezi oldu. Burada Yunan, Sasani, Hint ve diğer kaynaklardan gelen metinler Arapçaya çevrildi. İslam alimleri, sadece çeviri yapmakla kalmayıp bu metinleri yorumlayarak yeni keşifler eklediler.
-
El-Harezmi (780–850):
- Cebirin (câbr) temellerini attı; “Kitâbül Muhtasar fî Hisâbül Cebr vel-Mukâbala” adlı eseri, Avrupa’ya “Algoritmi” (Harezmi) adıyla geçti.
- Onluk sayı sistemini ve ondalık kesirleri yaygınlaştırdı; astronomi tabloları hazırlayıp coğrafi koordinat hesapları yaptı.
-
İbn Sina (980–1037):
- “El-Kanun fî't-Tıbb” adlı ansiklopedik tıp eserini kaleme aldı; bu eser 17. yüzyıla kadar Avrupa üniversitelerinde ders kitabı olarak okutuldu.
- Felsefede “mantık”, “metafizik” ve “psikoloji” konularında da önemli tartışmalar açtı.
-
Biruni (973–1048):
- Astronomi ve matematikte, Dünya’nın yarıçapını hesaplama yöntemleri geliştirdi; günümüz metotlarıyla karşılaştırıldığında şaşırtıcı derecede yakın sonuçlar elde etti.
- “Kitâbü’l-Hind” adlı eseriyle Hindistan’ın coğrafi, kültürel ve bilimsel özelliklerini kayıt altına aldı.
-
İbn Heysem (Alhazen) (965–1040):
- “Kitâbü’l-Menâzır” (Optik Kitabı) çalışmasında ışığın kırılması, yansıması ve göz yapısı üzerine deneysel sonuçlar sundu; modern optiğin temellerini attı.
- Deneysel yöntemi vurgulayarak bilimde gözleme dayalı yaklaşımın önemini öne çıkardı.
Bu dönemde tıp, astronomi, matematik, kimya (ilahiyatçılar “Cibalîler” olarak anılır) ve felsefe alanlarında büyük ilerlemeler yaşandı. Kalem kağıdın yaygınlaşması, kütüphanelerin inşası ve zengin fakihlerle kerimelerin desteği, bilimsel faaliyetlerin hız kazanmasını sağladı.